1 Mayıs 2013 Çarşamba

Herkesin Survıvor'u Farklı ...

Bugün Milliyet Gazetesinin ekinde bir köşe yazarının yorumu bana yine farklıyız vesselam dedirtti.
Tüm iyi niyetimle ve son yıllarda iyiden artan fiziksel dayanıksızlığımın utancı ile orada tutunabilen dayanabilen tüm bayanları gıpta ile izliyorum.
Kalacağım küçük pansiyonlara bile telefonda odalarınızın perdesi koyü renk mi ve sıkı sıkıya kapanıp güneşi engelliyor mu ? Diye soran ben o insanlar sabah güneşi gözlerinde patlatırken kendime hayatı bu kadar aksesuarlı yaşamama dövünüyorum.
Her birinimizin izlerken elbette farklı motivasyonları vardır ama bu da çoğumuzun aklından geçiyordur tahminim.
Az çok bunca mahrumiyet doğalları olmadığından oraya para ya da şöhret her ne gerekçe ile katıldılarsa o insanlıklar güzel ,farklı ama zor olanı deneyimliyorlar.
Geçen yıl oğlumla Nihat ve Hasan'la her ikisinin dostluklarına centilmenliklerine ve güçlerine şaşarak izledik.
Ben bu yıl o aradığım tadı bekliyorum ama Duygu ve içimde yarattığı negatif hislerle uzaklaşıyorum.
Tarzı konuşması saldırganlığı çok yorucu geliyor ki bugün şu yazıyı okuyunca şaşa kaldım.


‘SURVIVOR’DA KADINA ŞİDDET!
01.05.2013
Sıkı bir Survivorsever olarak adadaki olaylara son derece hakimim dostlar... Yarışma başladığı günden beri Duygu ve Bozok arasındaki gerilim, çok konuşuldu. İzleyici, sorunun Duygu’dan kaynaklandığını düşünüyordu ki; Bozok’un da hak verilecek hiçbir yanı olmadığı ortaya çıktı
Bu hafta Bozok, zorlu bir oyun sırasında takım arkadaşıyla dertleşen Duygu’ya “Konuşmaa” diye bağırdı önce. “Bir patlatacağım ağzına, göreceksin” diye sürdürdüğü tartışmada; bu saygısız ve şiddet dolu cümlesi yetmezmiş gibi bir de kızın suratına su fırlattı! Acun     Ilıcalı müdahale etmese devamı da gelebilirdi, öyle bir saldırganlık hali.. Ağzım açık bakakaldım adamın yaptıklarına!
Milyonların gözü önünde yaşanan bir kadına şiddet vakası izledik. Şiddet eğiliminin had safhada olduğu bir memlekette Bozok gibiler korkunç birer örnek.
Bu arada Bozok “Patlatırım” dedi ama baklava kazandığı oyunda Bozok’u aç bırakarak asıl patlatan Duygu oldu! Boş lafa değil aksiyona bakmak lazım!

Duygu mu, Bozok mu?
* Duygu, kız haliyle kimseden yardım almadan, bir başına var olarak gerçek bir survivor olduğunu gösteriyor; Bozok, balık tutmaktan, bir de atıp tutmaktan başka bir şey yapmıyor.
* Duygu, oyunlarda azimli ve takımın başarısında pay sahibi; Bozok’un takıma katkı sağlayan bir numarası yok.
* Duygu, elenmek pahasına kendi doğrularını ortaya koydu; Bozok, içten pazarlıklı bir şekilde takımı Duygu’ya düşman etmeye çalıştı.
* Bu savaşın galibi Duygu oldu, artık diğer Gönüllüler de ona hak verip Bozok’tan teker kopuyorlar.
-----------------------
Herkesin penceresi harbi farklı. Aynı şeyleri izliyor başka cümleler duyuyor ve farklı sonuçlara varıyoruz.
Kullanılarn resimlerde cabası ! ;) 

30 derecede Sıcakta Boğaz Ağrısı

Reiki ve türevi pek çok öğreti vücudumuzdaki acı ve ağrıların ruhla paralel açıklamaları olduğunu söyler. Mantık örgüleri denetlenemeyecek mantık ötesi sistemler olduğu için ya inanırsınız ya da inanmazsınız. Bu tip metafizik sistemleri sorgulamak boşunadır. Ruhun Erişkinliği de bazılarına göre mantık ötesine inandığımız zaman başlayan bir süreçtir. Bizlere yıllar boyu AKLINI KULLAN öğretilir sonra 30 larımızda olanı, kaderi diğer hayatları başka boyutlarda sorgularızve aslında her olanı biteni AKLA indirgemek ruhumuzun olgulaşmaması demek olur . O vakit itibari AKIL denen nedir ayıklandıkça bambaşka bir yanımızla tanışınız. Temkinli olmak adına bir sürü toplumsal ve dini inanç yükü edinmişizdir ve bunu yıllar boyu AKIL sanmışızdır.
Bu AKIL ötesi hayat başladığında yılların alışkanlıkları ile kendiniz ile çelişirsiniz.
Hep yıllardır yaptığınızı yapmadığınız için YENİ sizi kabul etmek kimi zaman da içinizi sıkıştırır.
Rekabeti bir kafadan oluruna bırakan bir hal kimi zamansa iç tutarsızlığınız olur.

Bunlara kafa yormayı bırakıp kapıları açtığınızda herşey daha kolay olmasın.

Son yıllarda ne zaman haksızlığa uğradığıma inansam ve susmak zorunda kalsam ardından beni yatağa düşürecek bir boğaz ağrısı veya reflü atağı baş gösteriyor. Ve bakın boğaz çakrası ne diyor ?

http://www.reikienerjisi.com/cakralarimiz.html








İFADE - 5. Çakra: Boğaz Çakrası.

Yeri : Boğazımızın üstünde köprücük kemiği ile gırtlak arasındadır.
Rengi : Mavi.
Bağlantılı duyu : İşitme duyusu.
Uyumlu hali : 30 saniyede saat yönü tersine 16 dönüş.
Uyumsuz hali : 30 saniyede saat yönü tersine 16’dan fazla vuruş. 
Yetersiz hali : 30 saniyede saat yönü tersine 16’dan az vuruş.

Boğaz Çakrası Bölgeleri: Boğaz, ağız bölgesi, boyun ve omuzlar, ense, dişler, kulaklar, tiroit salgı bezi.
İlgili Salgı Bezi: Tiroit bezi (Tiroxin salgılayarak bedenin metabolik işlevlerini düzenler).
Boğaz Çakrası İyi Çalışanlar: Boğaz çakrasının uyumlu çalıştığı durumlarda; kuvvetli ilhamlara sahip sanatçılar, güzel sesli konuşmacılar, halkla ilişkiler ve reklamcılığa yatkınlık, yazarlığa ve sunuculuğa uygun olurlar. Tiroit bezi vücudun gelişiminde önemli rol oynar ve yiyeceklerin enerjiye dönüşüm hızını düzenler. İşitme duyusu ve ses bu çakra ile ilgilidir.
Boğaz Çakrası Dengesiz ve Kötü Çalışıyorsa: Vücudumuzda görülebilecek fiziki rahatsızlıklar; ses telleri, akciğerler, yemek borusu, ses sorunları, çatallı ve kısık ses, Tiroit rahatsızlıkları, boyun ağrıları ve problemleri, astım krizleri, guatr, hipertiroit, deri döküntüleri, kulak enfeksiyonları, boğaz ağrısı, ileri durumlarda da gırtlak kanseri. Psikolojik açıdan ise; kekemelik, yalan söyleme alışkanlığı, konuşma esnasında sesin zorlukla çıkması görülebilir veya utangaçlık gelişebilir.


 

Bilmek de yarar var. Yıllar geçse de aynı ilaçlarla bir kere de iyileşenler ve ömür boyu aynı ağırlarlar söylenenler var. Aradaki fark hissi değiştirebilmelerinde yatıyor olabilir.