22 Temmuz 2012 Pazar

Gölköy...

ilk tanıştığımızda Gölköy'dü...
Şimdilerde herkesi favori tatil noktası Göltürkbükü oldu.
2002 yılında balayımızda o tahta iskelelerden birinde güneşlediğimizde aşık olmuştum.
Hem biraz öylesi :) hem de böylesiydi benim için..
Sonrasında ki 3 yıl ne yaptık bilmiyorum ama 2004-2009 arasında her yaz en az 3 kere 3 ya da 4 günlük tatillerimizi Gölköy'de geçirdik.
Oğlumun doğuşu ile cesaret edemedim bebekle pansiyon tarzı bir yerde tatil geçirmeye ve bu yıl pes ettim. Öylesine özledim ki... Herşeyiyle Gölköy'ü...
Orada o şezlongta o şekilde kalasım var benim.
O ışık vursun iskelenin altından denize, o kadar vursun.
Tam 19.30'da o güneş öyle hızla uzaklaşmaya başlasın..
O dubalara kadar yüzülsün. O kadar tuz olsun denizimde.
Yetmiyor işte yaş 33 öyle bir haftalar , 5 günler doyurmuyor içimi...
Mutluyum oradayken çok ama çok...
Hiçbirşeyi olmayışıyla herşey oluşu acayip doyuruyor beni.
İyi ki biliyorum...
İyi ki yaşayabiliyorum...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder