16 Mart 2012 Cuma

SİZİN İSTANBUL BEYEFENDİNİZ KİM ?

Katıldığım eğitimde ki süreç uygulamalarından biri çocukluğunuzdaki büyük hediyeyi bulmaktı.
Sordu bana partnerim 'orada ne var' diye ?
Cıvıldayarak cevap verdim , her ctesi annem beni tiyatroya götürüyor...
Nasıl birden Harbiye Muhsin Ertuğrul'a şimdiki adı sanatçılar parkı olan parkın merdivenlerinden kırmızı ekoseli eteğimle saçlarım iki yanda kuyruk koşa eğlene gidesim gözümde canlanıverdi.
Tiyatro benim için büyülü bir aşk...
Aşklarını bıraktıkça insan hayatı yavanlaşıyor.
Hepsini hatırlamak hepsini katmak lazım yeniden.
Unutuluyor çünkü. Ya da verdiği o haz unutuluyor.
Böyle demişken Genco ERKAL hem de BERTOLT BRECHT'i oynamaya ayağımın dibine Kozzy'e kadar gelmedi mi?
Annemle gittik.
Tam olarak duygum neydi biliyor musunuz ?
Nefes aldım...
Bollaştım , ruhen bolllaştım...
Tiyatroyu hep böyle adamlar yapsın.
Hep böyle bir adanmışlıkla yapılsın.
Burası benim mahremim; oluversinciler olmasın, bu sahaya dokunmasın.
TÜLAY GÜNAL muhteşemdi, dilim tutuluyor, alkışım ellerim minicik kalıyor sanatçı karşısında.
Metinlerin adaptasyonu ve geçişi harikaydı.
Beni öyle bıraksalar onlar bir daha oynasalar bir daha oynasalar ben de ezberlesem.
İçimde böyle okyanusta surf yapanların coşkusu ile çıktım 1,5 saatlik keyiften....
Babamın Nişantaşındaki kırtasiyesinin karşısında yaşardı kızı ile Genco ERKAL.
Dükkana girdiği anda ben küçük bir kız çocuğuyken sesinin tüm dialoglara hakimiyeti kulağımı kamaştırırdı.
Diyelim ; dosya kağıdı istiyor , sanırsınız tirad okuyor.
O zamanlar İstanbul Beyefendisi kavramım benim için oydu.
İstanbul Beyefendisini '0' sanırdım.
Bazen çocukluk kahramanlarınız , kavramlarınızın hakkını veremez.
Ben o'nu 5 yaşında keşfettim , şimdi 33 yaşındayım, 28 yıldır kendisi benim , yetenekli , azimli, yenilmez İstanbul Beyefendimdir.
İyi ki varsın tiyatro, iyi ki kendine bu kadar iyi baktın Genco ERKAL....
Yaşattığınız için minnettarım...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder