Geçen gün katıldığım bir konferansta , insanın realitede tanıyabileceği ( gerçek anlamda ) maksimum 150 kişi olabileceği bunun yanında sürekli ilişkisini devam ettirebileceği yine maksimum 25 kişi olabileceği sonucuna varılmış.
Kısaca çok akrabanız varsa , arkadaşlarınız, çok elemanınız varsa akrabalarınız işte o dönem hangi kimliğiniz ön planda ise erteleniyor olacak...
Kendime kim bu 25 kişi diye bir liste yaptım dün gece...
Ama realitede 25 kişi ile bile kaliteli bir ilişki oturtmak zor.
Benim toplasanız akrabam 6 kişi olduğundan arkadaşlarım ve ekibim torpilli durumda.
Ama hayatımda 4 kişinin ağır rolü var.
Eşim-Annem-Kardeşim ve Oğlum...
Yollar, saatler, mesafeler hele ki 2.5 yıllık anne olarak ve tek destek aldığı akrabası annesi olan benim için hayli böyle.
Oysa ki bazı ucu bırakılmış ilişkiler beslense ne kadar ışıltı kaplar insanın yaşamında.
Kendi içime dönüp baktığımda benim BAŞARI çok öncelikli değerim...
Hala iç referans biri olarak esneyebildiğim kadar esniyorum çıktığım bu bilgelik yolunda bazen kendime şaşacağım kadar da hızlı yol alıyorum.
BAŞARI'yı tam olarak hissetmem için bu 25 kişinin de başarılı olduğumu düşünmesinin çok önemli olduğunu fark ettim.
Ben ağzımla kuş tutsam ve bu kuş otoritelerce takdir edilse de , annem, eşim ve kardeşim bana bu noktada geri bildirim vermedikçe hissetmiyorum.
Bu 3 kişi de fena halde takdir cimrisi.
Bu da beni takdir arsızı yapıyor olabilir.
Ben ne kadar pedagojik formasyon almış, hamileliğinden beri çocuğunu danışman yönlendirmesi ile büyüten bir anne olsam da , annem geçenlerde senin Kaan'la çok sağlıklı bir ilişkin var demesi ile derin bir ohhhh çektim...
Eşime sanırım benim kariyerim şu dönem için memnun olmadığı kendi kariyerini hatırlatıyor.
5. yılını doldurmuş bir şirketin sahibi olarak asla ve asla ondan bu konu ile istediğim duymak istediğim geri bildirimi duymadım.
Belki herkes için böyle
İşle ilgili onunla her konuşmamızda verdiği geri bildirimle , kayınvalidemle tanışma anım geliyor aklıma.
- Anne , Bade felsefe okudu çok çalışkan , okulu 1. likle bitiriyor demişti- eşim....
Kayınvalidem de - o kadar akılllıysan niye Boğaziçi Üniversitesi'ni kazanamadın - demişti.
Ben o günden beri yine bu soru gelir diye okulu derece ile bitirdiğimi söyleyemem.
Sıradan bir iş yapıyorum gibi gelmesi işte benim bu geribildirime kendimi muhtaç kılmamdan geliyor.
Oysa ki evet resim ortada.
Evet dışına çıkınca farkındayım oradaki parıltının...
Bu gece oscar ödülleri var...
Ben de oraya çıksam first of all beni bu süreçte sonsuz destekleyen eşime ve anneme diye başlamak hayatımın en kilit cümleleri olurmuş farkındayım...
Oysa ki görünen köyleri görmek te erdem belki de.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder