26 Şubat 2012 Pazar

Mehmet Yaşin olayım daa......

Cem YILMAZ'a gittik. Ölüyorum sandım gerçekten gülmekten.
Her zaman ki gibi çıktık ve biz neye bu kadar güldük dedik.
Hooop kayboluyor.Hiçbirşey hatırlamıyorsun.
Bu yüzden yılda 1 tekrar izleyen var o'nu.
Aklımda en çok Mehmet YAŞİN ve Vedat MİLOR ile ilgili anlattıkları kaldı.
Defalarca aklımdan geçenleri o anlatınca acayip birşey dinliyor gibi bayılırcasına gülerek dinledim.
Mekanlar ve yemekler hakkında yazmak ne keyif verici bir iştir diye düşünürken buldum yine kendimi.
Ben de yapim bunu buradan bari...
Az buz dışarıda yemiyorum.
17 yaşımdan beri Meral'cim sağolsun hemen hemen tanına bütün mekanları ziyaret etmişliğim var.
Finanse edilmese ciddi zor iş.
30 yaş civarında başlarsın. Ondan sonra da artık zevkin oturmuş seçer durursun.
Güzel bir kebap denince adresleri vardır, Meral 'in. Tiryaki de onlardan biriydi.
Akmerkez'in Ulus kapısının karşısında her geçtiğimde o'nu orada görüyor olmak bana kaybolmadığımı gösteren levhalar gibi gelirdi.
2-3 hafta önce baktım başka bir isim.
Yine senaryolar yazdım. Ne oldu bunlara diye ?
Hasır'ın ( benim çocukluğum en lüks restauratı ) sahibi ben gençken çok borcu olduğu için kendini vurmuştu o günden beri kapanan mekan içimi burkuyor.
Neyse içime o kadar dert olmuş ki; Senem'e KARATAY'ına uygun yemek ararken pat diye Yeniköy'de çıktı karşımıza.
Bir tat bu kadar mı değişmez ?
Ellerinize sağlık ,harikaydı herşey.
Başka bir gün ki önemli bir gün Mini'nin kızı ile tanışma çekimi sonrası Nişantaşı Mezzaluna'nın yerine açılan Per Cente'ye gittik. % 100 demek :)
O mekanın bende yine çok anısı vardır. İlk sarhoşluğum oradan çıkıp Reasürans'taki Kerem Görsev'in Jazz Barına çarpık adımlarla yürüyüşüm 20'li yaşlarımın favori yeridir Nişantaşı Mezzaluna.
Lüks ve sporun buluşup ,beni gülen aydedelerin rahatlattığı, bana ait bir mekandır.
Pek çok arkadaşımı ilk ben götürmüşümdür.
Yemeklerin italyancasını o menüden öğrenmişimdir.
Bora ile Senem ile Sinan ile en çok yine Meral ve Kermo ile oturmuşluğum sayısız sohbetim vardır.
Başka bir Mezzaluna değil ille de Nişantaşı Mezzaluna ...
Per Cente daha soğuk bir mekan olmuş.
Mini ; balkabaklı ravioli yedi ve memnundu ama deniz mahsüllü risottoyu sevmedim.
Gitmem bir daha.
Ama TİRAMİSU şaheserdi.
O şaheser TİRAMİSU'nun yanında neredeyse bayat denecek tatta bademli tart adında bademli kek gelince kermo şef ile konuşmak istediğini söyledi.
Caprili şefle böyle tanışmış olduk ve İtalyancamız olmadığı için neredeyse özür dileyecektik :)
Son olarak dün Batı Ataşehir'de Özgür Şef'te bir büyük baş hayvanın 1/4'ü kadar et yedim.
Ne olur Dukan ve Canan haklı olsun bu kadar et kilo aldırmıyor olsun.
Özgür kendi karşılıyor müşterileri ve sık sık masaları ziyaret ediyor.
Üstünüzün başınızın nerdeyse donunuza kadar et kokması dışında bence çılgınca lezzetliyidi.
Sadece ET var. Gunaydın STEAK tarzında biryer ama Özgür ve ekibi çok sempatik.
Tanrımmmm yine bu hafta ne çok yemişim beeeennnnnnn..
Patlim e mi ?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder