23 Şubat 2012 Perşembe

BİR MİNNET MEKTUBU....

Bugün katıldığım eğitimin ödevi olarak yazıyorum bu minnet mektubunu.
Hayatınız boyunca sizi destekleyen bir kişi seçin ve ona karşı sonsuz sevginizi dile getirin ....

.......
20 yaşında anne olsaydım nasıl bir anne olurdum bilemiyorum.
Dahası olamazdım diye düşünüyorum.
Hele ki ; anne olduktan sonra iyice bu şekilde düşünüyorum.
Ne kadar büyük bir sorumluluğu ne kadar küçük yaşta almışsın ...Beni istediğin ve kabul ettiğin için teşekkür ederim...
Genç yaşta bu kararın; oğlumu sağlıklı ve dinç bir anneanne ile büyütme lüksünü verdi. Bugün yine oğlumla kitap okurken, kitaptaki büyük anne resmine bakıp bana şöyle dedi ;  anne- benim anneannem daha çüçük daha cücel...
Sana kendine bu kadar iyi baktığın bu kadar sağlıklı olduğun beni sürekli annesinin benden çok daha küçük yaşta uğraşmaya başlayan insanlar gibi yaşatmadığın için teşekkür ederim....
Bu aklıma başka birşeyi daha çağrıştırıyor. Benim annemi kaybetme korkum da olmadı. Ki; şimdi yeni yeni 30 yaş sonrası tekrar kendi içime tuttuğum ışıklar gösteriyor ki, bu da çok ciddi bir ferahlık...
Kurallarınla, yargılarınla çoğu zaman benimle örtüşmeyen doğrularınla hep benimle olacağını bilerek yaşamak ne kadar rahat basmamı sağlamıştır kim bilir zemine. Sana bunun için minnettarım...
Beni ne kadar yorduğunu düşünüyorum çoğu zaman İYİ BİR ÖĞRENCİ olmak zorunda olmamın, fonda senin sesin...
Ortalama notlar aldığımda seni üzeceğimi düşünürdüm. Senin; hiç bir arkadaşımın annesi senin kadar dersleri ile ilgilenmediği için benim şansım olduğunu , kıymetşini bilmem gerektiğini ve tabii ki herkesten daha iyi olmam gerektiğine inanırdım. Sonra ki hayatımı da böyle yaşadım...
Belki de bizim bir takım olduğumuza en iyi BİZİM olmamız gerektiğine dönüştü bu inancım ....
Sonra 'yorgunluk' dediğimin beni ne kadar beslediğini, bu sayede aldığım takdirlerin özgüvenimi ne kadar pekiştirdiğini anladım. Bu denli kendime inancımı beslediğin için teşekkür ederim...
Yalnız olduğunu hissettim hep. Aşk dolu bir baba ile büyüdüm evet ama içindeki büyük yalnızlığı o'nun değil ancak benim doldurabileceğimi çok çok küçükken belki de babam askerdeyken anladım ve senin boşulkarını doldurmayı görev edindim.
Annelik yapmaya başladım cümlelerimle...Başka bir dil edindim...
Seni sonsuzca memnun edebilme çabası zaman içinde senin dediğini , talep ettiğini, anlattığını duymama sebep oldu.
Ayıklayınca anılarımızı bunu böyle gören ve duyan bendim. Oysa ki ;bu yönetme hali erkendi ama beni 23 yaşımda yönetici yaptı...Bunu da bana eklediğin için teşekkür ederim.
Kazandığım değerlerin yanına yapışmış fotoğraf karelerin var.
Özgürlük denince aklıma senin özgürlüğün gelir mesela kendimin ki değil. Ama özgürlük ve özgür kalmak önemlidir benim için.
Tutarlılık deyince geçmişteki bir anla o anki söylemi eşlemen gelir belleğime.
Mizahsa çoğu zaman beni ayakta tutan yeni insanlara bağlayana şüphesiz senin ve babamın kahkahaları gelir.
Birlikte babama sataşırken öğrendiğim espri yapma yöntemleri gelir aklıma.
Bilgi değerine sahip olmak benim için sana da layık olmak demektir.
Ne yaparsa yapsın bir anne , bir evlat % 100 memnun olmuyor ondan .
Senden ummadığım, sana yakıştıramadığım bir sürü söz var senden beynimde kalan. Çünkü anneler 'mükemmeli' oluyor çocuğunun.
Mükemmelse bizim biraz da kafamızda yarattığımızın aksi değil mi ? Hayalin aksini aramaktandır geçici kızgınlıklarım.
Mükemmele bu kadar yakın olduğun için teşekkür ederim...
Benim annem olduğun için teşekkür ederim...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder