Meğer besinlere töleransım kalmamış...
Önceleri çok da dikkate almadım.
Bir test işte denk düşerse yaptırım tadındaydım.
Sofistike bir test nitelemesini kullanmıştı; Prof Dr. Mehmet Danacı ,ama cümleyi bazen yaptırmakta fayda oluyor diye tamamlayınca BESIN INTOLERANS TEST'i konusu yarısı okunmuş anafikri anlaşılmamış metinler durumundaydı benim için.
Nuran sağolsun denk düşmesi için elinden gelen mücadeleyi gösterdi. Böyle huylarımız var bizim. Üçümüz de bir anda aynı şeye bazen üçümüz aynı anda farklı şeylere bazen de farklı anlarda farklı şeylere takabiliyoruz. ( Ben bu blogu okunmak için değil yazmak için yazdığımdan sebep: üçümüzden neyi kastettiğimi ve blogtan bahsettiğim insanların anlaması bana kafi, burada yazdığım herşey için bu böyle..)
Bu bazen aniden resim çerçeveletmek, 1 saat içerisinde epilasyon merkezi kararı vermek, önemli bir eğitime yazılmak, sınava girmek, yurt dışına gitmek, yabancı bir firma ile ortaklık yapmaya kadar geniş bir menü içeriyor. İşte gündemlerden bir gündem o an için BESİN INTOLERANS TESTİ idi.
Ruhunu her daim dinç tutan ( heyecanından randevuyu 3 kere değiştiren ) sağlık merkezi yöneticisinin aksine testi yapabilen nedense bir tek o yapabilen, sonradan raporlarda biyolog olduğunu gördüğümüz kadın; direncini , sağlığını, azmini, espri anlayışını kaybetmiş gibi görünüyordu.
Bu testi yapan öyle bir makine ki; başlangıçta ciddiye almanıza imkan yok. Cüneyt Arkın filmlerindeki çakma ötesi uzay aletleri gibi bir şey. Kafanıza ufo bozması bir zımbırtı ayağınızı metal pedala basın lütfen heeh elinize bu iki fışfışı tuttunuz mu süperrrr....
Ruhu kayıp kadın ( belki kadıncağız kendine de bu testi yapmıştır ve herşeye alerjisi çıktığını görmüştür , yıllardır açtır hakkını yemek istemem :) ) başlıyor, aleti; pc'ye bağlayıp, size resmen falcı gibi konuşmaya başlıyor.
Ben başlangıçta offf hadi ya moodundayken o da ne ...
neler de duyuyorum eyvah halime geçiş yaptım...
şöyle bir konuşma...
' hımmmm, sağ ayak bileğiniz hassasiyet görüyorum...eeevvettt bugünlerde az su içmişiz böbreklere dikkat lütfen su tüketimine dikkat edelim...kısık gözlerle ekranı dikkatlice izliyor, offf ' uykusuzsunuz siz', uyku düzensizliği faaalan fillllannn eeee ülkem kadınının % 115 'i uykusuz zati deeerrrken , gastrit ve reflünüz var , dikkat etmemişsiniz, doğru! göğsünüz kiste elverişli yapıda; doğru ! rahminize bi baktırın lütfen ...hooo, hpoglisemi var ama pankreas salgısı artmış durumda şekeri tetikleyecek birşeyler yapmışsınız, geçtiğimiz kış kbb ile ilgili bir operasyon geçirdiniz mi, eveeetttt!!!'
kadın hatta dili sürçtü, yorucu bir çocuk mu diyeceğine, yorucu bir evlilik mi dedi...
e bunu da bil, bir daha falcıya gidersem...
Herkesi sana göndermeyen namerttir, ruhsuz biyologcum.
Bir kaç dakika sonra kendime ne oluyo ya dedim.
Ne'm var kuzum?
Yedim yedim de ölüyo muyum neyim?
Bu kadın öyle hafife alınacak gibi değil sağ ayak bileğime kadar herşeyi biliyor.
Benim hakkımda benden daha çok şey biliyor.
İşte o derin araştırmanın sonucunda yememem gerekenlerle ilgili bir liste ulaştı elime.
Özetlersem acılı, ekşili, tatlı, tuzlu herşey yasak bana.
Bunları tolere edemezmişim artık.
Oysa ki ben hayatı bunlarla birlikte tolere edebiliyordum...
Tahıl gruplarının çoğu yasak. Badem yasak mesela.
En çok şaşırdığım elma ve maydanoz oldu. Yememeliymişim.
Oysa ki elma bu. Sağlıklı beslenmek deyince etrafına mezura geçirilmiş yeşil elma gelir benim her daim gözüme.
Şaşkınım.
En azından 3 ay...
Dayanırsam bu yasakların tadına karşı koymaya helal bana.
Bugün başlıyorum sakınmaya...
Bakalım hayata toleransımda değişiklik olacak mı?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder